4 ay sonra ilk defa Murat'tan 2 saat ayrı kaldım. Mayıs ayında master tezini teslim edip doktora başvurusunda bulunacak bir öğrencimle buluşmam gerekiyordu. Başvurular tezin gidişatı vs üzerine konuşmak için.
Sağ olsun Murat'ın biberon almayışını bahsettiğimde "Tamam" dedi "ben gelirim sana" ve Tarabya'dan kalktı geldi Kartal'a. Bina'nın girişinde açılan Kafe'de sakince çalışırız diye düşündük. Annem de evde Murat'a bakacaktı; bir durum olursa fırlar yukarı, problem neyse çözer, aşağıya geri inerim diye planladık.
Planladığımız gibi de gitti neyse ki. Ben Murat'ı emzirdim, indim. Murat bir süre sonra annemin omzunda uyuyakalmış, annem yatırmış yerine. Yerine yatırırken uyanmış ( her zaman ki gibi) ve dudak bükmek suretiyle en içli ağlayışına geçmiş. Tabii anneanne oracıkta 5 yaş birden atıyor ve hemmmennn tekrar böğrüne basıyor Murat'ı (Anneanne yeni düştü tabii buralara, bilemiyor raconu. Dudak bükmeler, kaşları Küçük Emrah gibi kaldırmalar... Kucağa almadan yanına gidip alnından öpüp, "buradayım oğlum, hadi uyuyoruz" deyip pışpışlasa halbuki hemen dalacak tekrar. Ama beyim kucakta dalmayı yeğliyor :)). Bu sefer iyice daldığından emin olmak için 20 dakika boyunca belini koparsa da Murat'ı yerine bırakmayan cefakar anneanne, sonunda omuzdan akan salyaların Murat'ın daldığının bir emaresi olduğunu anlayıp yerine bırakıyor ve bir de üstüne Murat'ın birikmiş ütülerini yapıyor torun uyurken (Ah Anammm. Canım Anaammmm!! On numara 5 yıldız bir insansıınn!! )
Ben peki ne yapıyorum? Bilmem. Hiçbir fikrim yok. Ne konuştuk, ne dedim, öğrenci ne dedi, ne içtik ne yedik hiiiiiçbir fikrim yok. Tek hatırladığım kafam önümde telefonun ekran tuşuna 10 saniyede bir basıp çağrı var mı diye kontrol ettiğim. Ya zaten açtın ya telefonun sesini 4 ay sonra ilk defa! Çalsa sırf sen değil belki annen bile duyacak evden, o kadar açtın sesini. Bak birisi gelip sana "Bir şey alır
mıydınız hanımefendi?" diye soruyor. Faydalan! Al :) Bir kere adamcağız jest yapmış, o görüntünle inmişsin utanmadan aşağıya, insan içine çıkmışsın; sana bir de yutkunarak da olsa hanımefendi demiş. "Bırak beni sen kendine ve bütün arkadaşlarına benden birer çay söyle canım kardeşim" diyeceğine "Ay bir saniye, sonra sorsanız şimdi bakamayacağım" deyip menüyü bırakıp bir de tersleyivermişsin elemanı. Tüh sana, tüh!
Neyse sonra kendime geldim de, "Esra" dedim; " Gün bugündür, iste getirsin arkadaşlar". İşte orda içtiğim en güzel kahveyi içtim. Doğurduğundan beri ilk defa mı içtin, yaban? diye sorabilirsiniz. Hayır, ilk değildi tabii ki. Ama oturup insan gibi sohbet ederek, Murat'tan bahsetmeyerek, doğumdan bebeklerden kakalardan gazdan sütten bahsetmeyerek geçirdiğim tek 2 saat olduğu için sanki eski hayatıma şöyle camdan perdeyi aralayıp bir baktım gibi geldi; çok hoşuma gitti.
Evet kafam hep yukarıdaydı; biliyorum annem çok çok zorlanmadan hayatta aramaz beni. O yüzden kafamdaki hep deli senaryolara gidip gidip geldim. Acaba şuan Murat ağlamaktan helak olmuş mudur? Ben yokum diye kokumu arıyor mudur? Annemin beli kopmuş mudur? Peki Murat beni istiyor mudur? Bir çıkıp insem rahat edeceğim sanki. Acaba ayıp olur mu? Ay ne dedi çocuk şimdi, sanki soru sordu bana bakıyor ya cevap ister gibi.
Sonra dank etti. Murat değil de annem benimle dursaydı daha iyiydi. Zira biri birinden ayrıldı diye anne desteğine ihtiyacı olan yavru bendim :)
Yüzümü güldürdünüz :) cok icten,cok samini sevgiler HANİMEFENDİ ;))
YanıtlaSilAh birden kendimi görür oldum, aman 2-3 saat çocuktan uzak biraz kendim için birşey yapayım demiştim... Ama nerede, aynı hisleri aynı düşüncelere kaptırıp özgürlüğümün tadını çıkaramadım... Kaleminize sağlık,çok güzel yazmışsınız hocam... :))
YanıtlaSilYa neden böyle oldu diye sonradan çok üzüldüm ama:) Bir daha ki sefere, bu fırsatımı daha iyi değerlendirecğim, kesin! :)
SilBen kendimi suclu hissettim. Gerci ne olacak, kimse süper anne degil bizim de biraz eglenmeye hakkimiz var ama yapiyla ilgilidir sanirim :)
SilAh Berika'cım çok naziksin:))
YanıtlaSilvalla yazınızı okurken yanıbaşımda biri dertleşiyor gibi hissettim gayet sıcak samimi bir anlatım olmuş allah kolaylıklar versin
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim. Evet, sıkıntılı olduğu kadar keyifli de bir süreç tabii :)
SilÇook doğru bir tespit ,asıl desteğe ihtiyacı olan biziz:) hele o çizgi film karakteri gibi gözlerini ters hilal yapıp dudak buzup ağlamaları..Dağ olsa eritir yahu:)
YanıtlaSilElif sorma.. Eriyorum, mahvoluyorum:)
SilAnne olmak böyle birşey demekki:) Murat bebekte işini biliyor ama
YanıtlaSilSanırım işini biliyor gerçekten:) Hiç kumpasçı olarak düşünmedim onu ama galiba biraz oyunbaz olacak:)
SilBen de benzer duyguları yaşamıştım. Ben de 9 ay sonra işe başladım ama çok zordu. Teyzenin sinek kovucu karışımının tam tarifini öğrenmen mümkün mü?
YanıtlaSilSana yazdıktan sonra aklıma geldi, düşündüm de tam hatırlayamadım sorup öğrenip gelip yazacağım sana:)
SilYazılarınız cok güzel insanların zevkle takip edebilecegi bir blog :) başarılar
YanıtlaSilTeşekkür ederim Hobbit :) Hep beklerim:)
SilYazılarınız güzel başarılar diler diğer yazılarınızı beklerim.
YanıtlaSilgüzel makale teşekkürler :D
YanıtlaSilDolu dolu içten gelerek yazılmış yazılar ama okurken gözlerim yoruldu renklerde biraz değişiklik yapsanız?
YanıtlaSilÇok içten bir yazı olmuş. Bir üstte de denildiği gibi renkler biraz yoruyor. Eğer temanızı değiştirmek isterseniz bu knuda destek verebilirim. Üniversite öğrencisi olduğumdan ve akademik kariyer istediğimden ayrıca yakın hissettim kendimi size :)
YanıtlaSilBu tema işini bir türlü beceremedim ben:) zırt pırt değiştiriyorum, bir türlü güzel rengibulamadım. Mat turuncu yapayım bir de belki öyle rahat olur :)
YanıtlaSilAkademik kariyer gerçekten güzel bir hedef. Dal olarak istediğim alan budur diyorsan hiç durma devam:)
Ayni sorunu bende yasiyorum,bir türlü begendigim tema bulamadim. Buldugum bir sey varsa da uygulamayi beceremedim :(
Silçok anlamlı bir yazı olmuş ilerde büyüğüdünde hatıra olarak bırakılabilecek bir anı olur allah şimdiden analı babalı büyütsün
YanıtlaSilTeşekkür ederim Cenk:)
Sil